eminebaran
ASTROLOJİK DÖNGÜLER VE ZAMAN YÖNETİMİ

ASTROLOJİK DÖNGÜLER VE ZAMAN YÖNETİMİ

03.11.2025~9 dk okuma

 

KRİZLERİ FIRSATA ÇEVİR

 

Zamanın Kalitesi: Astrolojinin Sembollerinde Saklı

Astroloji, zamanın kalitesini semboller aracılığıyla ortaya koyar. Bir kriz mi yaşıyoruz yoksa fırsat mı? Bu sorunun cevabı, büyük ölçüde insan iradesine bağlıdır. Herkes benzer yaralardan geçer, ancak bu süreçler bizi dönüştürmek için de fırsatlar sunar.


İnsanoğlunun genleri inovasyon üzerine inşa edilmiş olsa da ihtiyaçları, duyguları, düşünceleri ve kaderden beklentileri hayat döngüleri sebebiyle aynıdır. Ne kadar gelişirsek gelişelim veya yaşam standartlarımız ne olursa olsun, gezegen döngüleri ve aralarındaki açılar nedeniyle benzer gelişim, sorgulama, imtihan ve krizlerden nasibimizi alırız. Yaş almak, olgunlaşmak, inançlarımız ve tecrübelerimiz benzer şekilde ilerler.


İnsan yaşamında kritik yaşlar hepimiz için kriz barındırır. Evrenin döngüsüne saygı duyarak ve şükranla bu enerjileri kabul edersek ödüllendiriliriz. Bu enerjileri yönetici bilincimizle karşılarsak fırsat, ego bilinci yani kurban kafasındaysak kayıp deneyimlememiz kaçınılmaz olur. Kriz zamanlarına önceden hazır olup nelerle karşılaşacağımızı öngörürsek; duyusal, mental, fiziksel hazırlıklarla bu zaman dilimleri fırsat kapılarını açacaktır.


Astrolojik göstergelerde gezegen döngülerinin açıları ve birbirleriyle kesiştiği noktalar, hayatlarımıza izdüşümleriyle bizi hayatın içine sokar. Bu yüzden birbirini yargılayan insanoğlu hayattaki en saçma eylemi gerçekleştirir. Çünkü herkes benzer deneyimleri yaşamak zorundadır. Yaşam ve döngüleri kriz barındırsa da her insan için gelişmek ve mutlu olmak adına bir hediyedir. Bakış açısı her şeydir. Döngülerin içinde dans etmek, yaşamın isteklerini anlamak çok önemlidir. Aksi takdirde içinde olduğumuz kurgusal oyun, başa çıkması zor bir dünya hayatına dönüşür. Döngülerde rahat ilerlemenin iki önemli kuralı vardır: yaşam amacını bulmak ve yönetici bilinçle hayatı yaşamak. Bu ikisinin toplamı ise kendi hayatının bilgesi olmak demektir.


Bu zamanları belirleyen gezegenler arasında Merkür, Venüs, Mars olsa da en baş aktörler Progress Ay, Jüpiter, Satürn, Neptün ve Uranüs ve döngüleridir. Bu aktörlerin enerjileri filmimizi vizyona koyar. Şimdi, kendimizin ve yakınlarımızın ruhsal, düşünsel ve fiziksel ihtiyaçlarını anlamak ve gelişimimize katkı sağlamak için kritik olan yaş döngülerimize bir bakalım. Bu yaş aralıkları genel ifadeler olsa da, kişinin gezegen yerleşimine bağlı olarak spesifik vakitlerde değişim gösterebilir.

 

 

 

Kritik Yaş Döngüleri

 


6-8 Yaş: İlk Kırılma

İlk önemli kırılma bu yaşlarda yaşanır. Çocuk, bu dönemde etrafıyla daha fazla kıyaslamaya girer, büyüdüğünü fark eder ve anne ile aileye ilk önemli mesafeyi koyar. Arkadaşlıklar önem kazanmaya başlar. Anne ve babaya karşı önemli bir sorgulama başlatabilir. Ödevler gibi sorumluluklarla yüzleşmeler başlar. Bu dönemde çocuk gelişimi konusunda desteklenmelidir. Alanına saygı gösterilmesi önemlidir.


11-13 Yaş: Ergenliğin Başlangıcı

Ergenliğin ayak sesleri ve vücuttaki değişimler başlar. Yavaş yavaş bedenine yabancılaşma ve karşı cins merakı ortaya çıkar. Bu, toplumsal baskıdan dolayı utanma ve kendini kısıtlama enerjisi olarak hayatına bir çentik atar. İkili ilişkiler ve karşı cins ilişkileri bu dönemde şekillenir. Bu yaş grubunda doğru yönlendirme ve doğru ifadeleri kullanma çok önemlidir çocuğa karşı. Ebeveynler çocukları konusunda itinayla yaklaşmalıdır.


14-15 Yaş: Kimlik İnşası

En kritik dönemlerden biridir. Gezegen döngüleri bireyi yoğun şekilde köşeye sıkıştırabilir. Anlayışa en çok ihtiyaç duyulan zamanlardan biridir. Ne çocuk ne yetişkin olunduğu arafta bir haldir. Aileyle gerilim hat safhadadır. Kurallarla ağır yüzleşme vardır. Değersizlik, kendini beğenmeme, utanç ve kabul ihtiyacı hat safhadadır. Bu yaşta suçluluk duyması doğaldır ve duymaması konusunda teşvik edilmelidir. Bu yaş grubu içinde intihar, uyuşturucu ve evden kaçma en çok görülen sorunlardandır. Kişi kendini tanıma ve hedef koyma konularında önemli sınavlar verecektir. Bazı gelişmiş ruhlar bunu dışarıya yansıtmasa da içerde mücadelesinin farkındadır. Kimliğin inşasında önemli deneyimlerden geçilir. Bu yaş grubuna öğretmenler, ebeveynler veya toplum daha dikkatli davranmalı, kendilerini ifade edecekleri hobilerine ağırlık verilmeli ve bu hobiler ve yetenekler desteklenerek kariyere yönlendirilmelidir. Çünkü bu yaşta hayat anlamsızlaşabilir ve hedefsizlik en büyük tehlikedir. Kontrollü özgürlük alanı sağlanmalı ve saygınlıkla yaklaşarak değerli oldukları hissettirilmelidir. Kişilikleri kabul etmek gerekir.


18-22 Yaş: Bağımsızlık ve Kimlik

Libidonun aşırı artışı ve yüzeye çıkma zamanlarıdır. Duygular rahat akar, aşka mesai artar. Aile bilinçli yaklaşırsa, aradaki buzlar ve mesafe erir ve hayata atılımda birey sorun yaşamaz. Özgüveni artar. Evden uzaklaşmak için fırsatlar kovalanır. Askerlik, evlilik ve üniversite gibi durumlardan dolayı ev, iş, şehir veya ülke değiştirme bu yaşlarda kolaydır. Sorumluluğunu üstlendiğimiz her şeyle ilgili bazen bencillik düzeyinde bir tavır sergileyebiliriz. Cesaret tavan yapmıştır. Toplumsal yerimizi belirleme yarışına gireriz. Hem savaşların içindeyizdir hem de bu savaşların üstesinden gelecek güce fazlasıyla sahibizdir. Ancak tecrübesizlik hat safhada olduğundan doğru kararları verme olasılığımız düşüktür. Bağımsızlık en büyük ihtiyaçtır. Saygınlık beklentisi yüksektir. Özellikle 14-15 döngüsü ve 18-22 döngüsünde enerjileri doğru yönlendirmezsek ve başa çıkamazsak ileriki döngülerde tekrar ortaya çıkmak için fırsat kollayacak ve daha kuvvetli geri dönüşler sağlayacaktır. Burada ihtiyaçları anlayıp gelişime izin vermek önemlidir. Cinsellik ve karşı cins ilişkiler hayatın merkezinde yer alır. Modern toplumlarda evlenme yaşı yükselse de insan doğasına uygun en uygun üreme yaş aralığı bu döngüdür. O sebeple bireyler, toplum baskısı ve progress ayın tetiklediği hormonlar arasında sıkışıp çelişkili hayatlar yaşayabilir. Bu da gerilim ve içsel kavgalara sebep olurken suçluluk hissini ve öfkeyi artırabilir. Aileyle yaşayan bireylerde özellikle otorite olan babayla kavgalar artar. Burada birey, hormonlarının yoğun etkisinde olduğunu kabul edip dengeleme yoluna gidebilir. Sürecin doğal olduğunu ve toplumun onun düşmanı olmadığını idrak edebilir. Kuşak çatışmasının en yoğun hissedildiği yaştır. Hem birey hem de ebeveynler için dikkatle atlatılması gereken dönemlerdir. Çok fazla isyan ve her şeyi tehdit olarak algılama eğilimi olabilir. Birey, saygınlığı kazanmak için kendine ve kişiliğe saygı duymayı öğrenmelidir.


24 Yaş: İnanç ve Beklentilerin Sınavı

Bu yaş, özellikle inançların sınavdan geçtiği bir dönemdir. İlişkiler, farklı kültürler ve hayata dair yeni bir inanç sistemi inşa edilir. Beklentilerin büyüdüğü, daha çok fırsatın önümüze çıktığı bir dönemdir. Birçok şeyin bitiş ve başlangıç yaşı olarak görülebilir. Evliler için çocuk yapmak, evlenmek veya boşanmak, iş hayatında kariyer odaklı yaşamak, yeni amaçlar geliştirmek, yurtdışı ve başka kültürlere merak artmıştır. Ekonomik kaygıların arttığı bu yaş grubunda yeni kararlara yelken açarız.


27-30 Yaş: Hayatın Dönüm Noktası

Bu döngü, en güçlü döngülerden biri olarak karşımıza çıkar. Kendimizi dünyaya ifade ediş şeklimiz olan boğaz çakramızın tamamlandığı, Progress Ay ve Satürn’ün hayat çemberinde tam bir dönüş sağladığı yaştır. Bir önceki kritik yaşların faturasının en yoğun şekilde ortaya çıktığı bu noktada, kişinin ruhsal yapısı, kemik gelişimi ve zihin yapısı tamamen değişir. Belki saçındaki ilk aklara şahit olmuş, belki etrafındaki çocuklar artık onlara amca veya teyze diyerek zamanın geçtiğini hatırlatmıştır. Ne sebeple olursa olsun, yaşam ve yaşlılıkla en sert biçimde karşı karşıya gelinir ve bundan çok memnuniyet duyulmaz. Daha realist bir bakış açısıyla dünyaya bakarak geçmişini ve geleceğini derin sorgulamanın içine girer. Kendini bulma hedeflerini tekrar belirleme ve toplumdaki yeri ile ilgili çok yoğun bir yüzleşme yaşar. Genelde iş değiştirme, bekarsa evlenme ya da boşanma, şehir veya ülke değiştirme gibi önemli kararlar alınır. Çocukluk travmalarını fark etme ve iyileştirmek için üzerine gitme, bilinçaltıyla yoğun bir bağlantı kurma ve tamamen olgunlaşma yaşını kapsar. Gezegen yerleşimine bağlı olarak 32 yaş civarına kadar da uzayabilir. Eğer kişi buraya kadar kendine sağlam temelli bir hayat kurmadıysa, yaşadığı deneyimler ona yeniden sıfırlama ve başlama için yönlendirme sağlayacaktır. Örneğin, girişimci bir tarafı varsa kendi işini yapmak isteyecek, evliliğinde mutlu değilse boşanmak isteyecek, yaşadığı çevreden memnun değilse arkadaşlarıyla problemler yaşayacak. Önemsemediği ve onun için hayırlı olacak ufak detaylar bile hayatında büyük krizler doğurabilecektir. Ya da onun için belirlenmiş hayatı ve kader programını yaşamıyorsa, hastalıklarla mücadele edip kendi kader programına tekrar yönelmesi için ikazlar alacaktır. Depresyona açık bir yaş döngüsüdür. Kısacası bu dönem, kişinin en çok profesyonel desteğe ve aile desteğine ihtiyaç duyduğu dönemdir. Hayatının her tarafı ile yoğun bir yüzleşme hali yaşar. Bu yüzleşme, yeni bir kimlik inşası ve yoğun bir cesaretle adım atılmayan alanlara kişiyi itebilir. Kendi gücüne kendi hayret edecektir.


33-36 Yaş: Hayatın İkinci Yarısına Hazırlık

Bu yaşlar, tekrar toparlanıp hayatın içine kaldığı yerden hızla devam etmek için cesaretlendiğimiz ve kararlar alıp uygulamak için hazırlık yaptığımız bir süreçtir. Bu dönem, hayatın ikinci yarısına hazırlık dönemidir.


35-40 Yaş: Olgunluğa Erme Yaşı

Bu dönem, dalgalarla sörf etmezsek yenik bir hayat yaşayacağımızı garanti eden en kritik dönemdir. Kur’an’da da 40 yaşın olgunluk yaşı olduğu belirtilir. Ancak bu olgunluğa rastgele değil, önemli kararlarla gebe kalarak geliriz. İnziva ve izolasyon ihtiyacı artar. Olgunlaşma, hayatı kabullenme ve daha esnek olmamız gereken bir dönemdir. Realist bakış açısının kuvvetlendiği bu zamanlarda, kişilerin dışarıyı değiştirme çabalarından ziyade bakış açılarını değiştirmeleri gerektiğini anladıkları bir yaş dilimidir. Mücadeleler her alanda yoğun bir şekilde artar. Enerjinin kısıtlandığı, daha yavaş hareket etmeye başladığımız, zamanın kıymetini daha fazla anladığımız ve kendimizin ve hayatın değerini daha çok kavradığımız bir döneme gireriz.


42-45 Yaş: Orta Yaş Krizi

Bu yaş aralığı yoğun bir kriz deneyimi olarak karşımıza çıkar. Sevdiklerimizin ve hayatımıza şahit olanların bazılarını ahirete uğurlarız. Çocuklarla mücadele dönemi başlar. İş yerinde kariyer için son tren olduğunu düşünürüz. Şayet hazırlıksız bir hayat yaşanmış ise; ağır sorumluluklar, sağlık sorunları, aile problemleri ve parasal sıkıntılar baş gösterebilir. Bu yaş dilimine hazırlıklı girmek çok önemlidir. Kaderinle hizada değilsen orta yaş krizi yaşanır. Sağlığa dikkat etmek, sağlık problemleriyle ilgilenmek, aileyle iletişimi önemsemek ve iş hayatında sağlam ve dürüst ilerlemek gerektiğini unutmamak önemlidir. Bu dönemde direnmekten ziyade teslimiyet içerisinde doğru kararlarla ilerlemek çok önemlidir. Bilinç çalışmaları can kurtaran bir etkiye sahiptir.


48-51 Yaş: Yeniden Merkeze Dönüş

Bu yaş aralığında, artık biraz daha merkeze toplanıp daha benci kararlar verdiğimiz, sorumluluklarımızı paylaşıp kendimizi ön plana koymak için yeni düzenlemeler yaptığımız bir dönemdir. Kendi sorumluluğumuzun dışındaki şeylere çok prim vermeden, daha tecrübeli ve ne istediğini bilerek yaşamak ile ilgili kararlar alırız. Bu dönemde fazla rahatlaşarak gelebilecek fırsatları göz ardı etmek ve yanlış kararlar vermek riski vardır.


57-66 Yaş: Hayatın İkinci Baharı

Bu yaş döngüsü, insanın sınırsızlık potansiyeli ve hayatın sürprizlerini en çok ortaya çıkaran dönemdir. Bu döngüde özellikle 60 yaş, progress güneşin progress güneşe sekstil açı yaptığı çok kadersel bir anı içerir. Kişi, fabrika ayarlarına geri döndüğü bir yaştadır. Çocukluktaki saf yetenek, beceri, istek ve arzular tekrar kendini ortaya çıkarır. Bu yaş, hayattaki en büyük ikinci fırsat trenini içerir. Yaşlılığın getirdiği çarlığı içten içe kabul edilir. Beyin yeniden formatlanmış, bilinci aydınlanmış, kendini daha iyi tanımış ve yaşam amacını net olarak görebildiği ikinci bahar dönemidir. Bu yaşın kıymetini bilemeyenler, mutlaka bu yaş için özel danışmanlık ve destek almalıdır.


66-72 Yaş: Dengeli ve Rahat Bir Dönem

Bu yaşlar, en rahat ve dengeli bir dönemdir. Ödenmiş hobilerine vakit ayrılmış, kaliteli dostluklar kurulmuş, inançların büyüdüğü, teslimiyetin arttığı, torunlarla eğlenmenin keyfi yaşanır. İş hayatından bir bakıma el çekme yaşıdır. Enerjiyi torunlara aktarır ve çocukların ihtiyaçları ile ilgilenir.


72-74 Yaş: Hasat Dönemi

Ölüm ile yoğun yüzleşmelerin yaşanabileceği bir dönemdir. Yaşamın faturaları tekrar gözden geçirilir. Sağlık, aile, para ve saygınlık; ne ektiyseniz karşılığını fazlasıyla alırsınız. Tam bir hasat dönemidir; maddi ve manevi tüm yaşamın hasadını toplar. Kendine ve sevdiklerine daha fazla vakit ayırır. Tecrübelerini aktarmak ister ve bu fırsatı kendine sunmalıdır.


80-87 Yaş: Büyük Reset

Bu yaş aralığına ulaşan insanlar, hayatı daha coşkuyla tekrar yaşamaya sarılırlar. Hayat onlar için zamansız akar. Büyük reset sonrası hayat rengarenk akar ve artık onların tavsiyeleri altın değerindedir.